Daha mavi, daha yeşil; Göcek
Muğla'da yat ve marina derseniz akla ilk Göcek gelir. Göcek'in neyi meşhur deseler yatları ve marinaları ilk akla gelendir. Bu nedenle Göcek'te yatçılara hizmet veren bir çok marina bulunuyor. Göcek Marina ise çarşıdan alışverişi teşvik ederek esnafın kalkınmasına destek olmaktadır.
Göcek korunaklı limanlarıyla, lüks marina imkanlarıyla yerli ve yabancı tüm yatçıların uğrak noktası.
Göcek Çarşısı
Bir çok restoranın ve hediyelik eşya dükkanının bulunduğu Göcek Çarşısını Göcek'in kalbinin attığı yer olarak sayabiliriz. Göcek Çarşısında özellikle akşamları salına salına yürümek oldukça keyifli.
Göcek kendine özgü, küçük bir yer olduğundan Göcek Çarşısı'nın denize doğru bir paralel sokağı hemen Göcek sahiline çıkıyor. Göcek sahilinde denizden gelen güzel bir esinti eşliğinde yürüyüp burada bulunan mekanlarda bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Göcek günübirlik tekne turlarının kalkış noktası olan Göcek Sahili'nin konumunu burada bulabilirsiniz.
Göcek Kaya Mezarları (Deadala)
Gocek kaya mezarı, Gocek'ten İnlice Koyuna giderken (sol şeritte kalıyor) yol üzerinde görebileceğiniz bir yer. Bu kaya mezarı ağaçlar arasında neredeyse kaybolmuş ve ne yazık ki oldukça tahribata uğramış. Yol üzerindeki kaya mezarı tabelasından döndükten hemen sonra 100 metre ileride ağaçlar arasında bu kaya mezarını görebilirsiniz.
Göcek Koyları
Göcek merkezine çok yakın gidebileceğiniz tertemiz denizi ve doğası ile sizi rahatlatacak birçok koyu mevcut. Sakin denizde yüzmeyi ve doğada huzurlu vakit geçirmeyi seven biriyseniz çam ağaçlarıyla kaplı bir doğa harikası olan Göcek Koylarına mutlaka uğramalısınız. Gelin gidilecebilecek koylarımıza bir bakalım.
Kleopatra Hamam Koyu
Fethiye liman kasabasına yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta ki bu büyük koy çam ağaçlarıyla çevrilidir ve Kleopatra Hamamı kalıntıları ile ünlüdür. Buradaki kalıntılar muhtemelen bölgede daha önce meydana gelen bir depremle yıkılmıştır. Efsaneye göre Marc Anthony, Kleopatra için tam bu noktada, düğün hediyesi olarak bir Roma Hamamı yaptırdı ve hatta altın kumları Mısır'dan buraya naklettirdi. Bu yer, körfezin kuzeyindeki dağlardan birinin arkasında bulunan bir krater gölünün termal sularından beslenen bir kaplıcaya sahip olduğu için seçildi. Efsaneler, kraliçenin Marc Anthony ile balayı için evlendikten hemen sonra burayı ziyaret ettiğini söylüyor.
Zaman burada durdu ve Kleopatra'nın 2000 yıl önce yaptığı gibi yüzebilir ve kendinizi tazeleyebilirsiniz.
Tarihçe
Tarih boyunca birçok uygarlığa yer sahipliği yapmış olan Göcek, eşsiz tarihi eserleri ve mitolojik hikayeleri ile sizleri büyülü bir yolculuğa davet ediyor.
Göcek Adı
Göcek adının, bölge halkının - halen devam etmekte olan - yaz gelmeden bahar aylarında yayla ve kışlaklara olan `göç` geleneğinden geldiği en kuvvetli ve benimsenmiş savdır. Tabi, sonbaharın başlangıcı ve havaların soğuması ile birlikte deniz kenarındaki köye tekrar dönülür, ‘göç’ kavramı köyün hayatının doğal bir parçasıdır. Göcek, göç edilen yer anlamında köyün adı olarak yerleşmiştir.
Bir diğer varsayım da; eski zamanlarda yörede yapılan eğlence ve düşünlerde Rodos’tan getirildiği rivayet edilen köçeklerin ve yöre çalgıcılarının bölgeye yerleşmesiyle ‘Köçek’ ya da ‘Köçekli’ olarak anılan köyün oluştuğudur. Ancak, bu ad zamanla küçük görülme ve beğenilmeme nedeniyle değişmiş köy, zamanla ’Göcek’ olarak anılmaya başlamıştır.
Başka bir çıkarım ise; i denizin karaya çok fazla girip saklandığı yerlerin göcek olarak anılmasıdır.. Halikarnas Balıkçısı, Cevat Şakir, kitabında yöreden Fethiye Göcek’i olarak bahsetmektedir.
Bunlardan farklı olarak bölgede bir karış boya gelmiş ekine de göcek denilir. Köyün adı bu isimden de gelmiş olabilir.
İkaros
Göcek, mitolojide Daidala olarak geçmektedir. Ünlü gezgin ve bohem; Azra Erhat’ın yazdığı Mitoloji Sözlüğü kitabında Kral Minos, Daidalos`u, oğlu İkaros ile birlikte kendi inşa ettikleri Labyrinthos`a kapatmış. Daidalos, oradan çıkmanın çaresini de bulmuş. Kuşların pencerelere bıraktıkları tüyleri ve arı peteklerindeki balmumunu kullanarak İkaros ile birlikte kanatlar yapmış; ikisi uçup gitmişler. İkaros, dünyada ilk uçan adam olarak ün bırakmış. Daidalos, uçmadan önce oğluna çok fazla yükselip güneşin ışıklarına yaklaşmamasını söylemiş. Ancak, İkaros babasının bu sözünü unutmuş, gurura kapılmış yükseldikçe yükselmiş, güneşin ışığıda, özgürlüğüne kavuşmanın sevinci ile de Helios`u küçük görmüş. Helios (Güneş tanrı), onun kanatlarını tutan balmumunu eritmiş, ve İkaros da denize düşmüş.
Resim: Jacob Peter Gowy, The Flight of Icarus (1635–1637)
Ariadne
Bir diğer mitolojik hikaye de; Girit Kralı Minos`un karısı, Pasiphae; denizler tanrısı Poseidon`un, kurban edilsin diye Minos`a gönderdiği ak boğaya aşık olur ve boğa ile olabilmek için Daidalos`a tahtadan inek heykeli yaptırır. Sanki canlıymış gibi duran heykelin içine girer, gebe kalır, Minos Boğası`nı doğurur. Minos Boğası, insan bedenli, boğa başlı bir canavardır. Kral Minos, bu korkunç yaratığı yok etmek ister. Ancak yüreği buna dayanamaz, çözüm olarak gün ışığına çıkmayacak bir yere hapsedilmesine karar verilir, bu amaçla mimar Daidalos`a Labyrinthos Sarayı yaptırılır. Minos Boğası`na da her yıl 7 delikanlı ve 7 genç kız, kurban olarak verilir. Ancak, Theseus, Girit`e Minos Boğası`nı öldürmeye geldiğinde, Pasiphae`nin kızı Ariadne kendisine aşık olur. Minos Boğası`nın bulunduğu binbir dehlizli Labyrintos`ta kaybolmaması için, Daidalos`un önerisiyle Ariadne Theseus`un eline bir yumak iplik verir. Theseus, karışık ve karanlık dehlizlerde ilerledikçe yumağı açıp ipliği yere bırakır, canavarı öldürür ve çıkış yolunu bu iplik ile bulur. Sonra da Ariande`yi kaçırıp, Naksos Adası`nda yaşarlar.
Bu hikaye; Daidalos mozaiğinde, 6 figür ile resmedilir. Pasiphae, kızı Ariadne, Daidalos ile sohbet eden Trophonios, ahşap yontan İkaros. Sağ alt köşede Minos Boğası`nın kesik başına ok tutan Eros, sağ üst köşede ise Labyrintos Saray`ı bulunur.
Fotoğraf: Dick Osseman (2011)
Göcek'in kalbinde.
Göcek, Sahil Yolu Cd No:1, 48310 Fethiye/Muğla, Turkiye
+90 537 320 68 86
+90 252 645 21 22
VHF Kanal 13
36° 45' 11" N
28° 56' 29" E